CUMHURBAŞKANI YARDIMCIMIZ DR. CEVDET YILMAZ, ‘ULUSLARARASI BAL ŞURASI VE FUARI’ AÇILIŞ TÖRENİNDE KONUŞTU

Üniversitemiz tarafından Türkiye'de ilki gerçekleştirilen 'Uluslararası Bal Şurası ve Fuarı' açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Dr. Cevdet Yılmaz, “Bize tabela üniversitesi kuruyorsunuz, bunların altını dolduramazsınız diyenler oldu. Öyle düşünenleri şimdi Bingöl Üniversitesi başta olmak üzere bölgedeki üniversitelere davet ediyoruz. Gelsinler, görsünler bakalım. Bingöl Üniversitesi, gerçekten genç, yeni nesil bir üniversite. Bugün 19 bin civarında öğrencisi olan, bin 300'ü aşkın akademik ve idari personeli olan, çok çeşitli konularda fark oluşturan bir üniversite.  Rektör hocamızın şahsında emeği geçen herkesi tebrik ediyorum”  dedi.

“Cumhuriyetimizin İkinci Yüzyılını, Türkiye Yüzyılı Olarak Şekillendiriyoruz”

Bingöl Üniversitesi’nin yeni akademik yılının hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Yardımcımız Dr. Yılmaz, “Bingöl Üniversitemizle her ortamda gurur duyuyoruz. Bu vesileyle bir noktanın daha altını çizmek isterim. Bu sene Cumhuriyetimizin 100'üncü yılını kutladık, kutluyoruz. İnşallah nice yüzyıllara diyoruz. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılını da ‘Türkiye Yüzyılı’ olarak şekillendiriyoruz. Cumhuriyetimizin birçok tanımı olabilir, birçok yorumu olabilir ama bence en önemli özelliklerinden bir tanesi; hiçbir zümrenin, hiçbir kesimin ayrıcalıklı olmadığı,  ülkenin her tarafından, her kesiminden insanın yönetime katılabildiği, fırsat eşitliği içinde kendini geliştirebileceği bir ortam oluşturmasıdır. Bunu ben kendi şahsımda görüyorum. Bingöl'de doğdum ben, Bingöl Lisesi'nde okudum. Bugün Cumhuriyette cumhurbaşkanı yardımcılığına kadar geldim. Bu cumhuriyetin bir erdemdir bana göre. Bu açıdan Cumhuriyet'e hep birlikte sahip çıkmamız; ancak daha fazla kalkınmayla, gelişmeyle, daha yüksek standartlarla, demokrasiyle, teknolojiyle, mümkün olmaktadır. İnşallah bunu hep birlikte başaracağız. İşte zamanında fırsat eşitliği olarak ben Ankara'ya gittim, ODTÜ'de okudum, bugün bulunduğum yere geldim. Şimdi artık ona da gerek kalmadı. Üniversiteler, ülkemizin en ücra yerlerimize kadar gittiler. Bugün Türkiye'nin 81 vilayetinde üniversitelerimiz var. Üniversiteye gitmemek için neredeyse hiçbir gerekçe kalmadı. Bunlar kurulduğu zaman bazı çevrelerden eleştiriler oldu. Bize tabela üniversitesi kuruyorsunuz diyenler oldu. Bunların altını durduramazsınız diyenler oldu. Öyle düşünenler şimdi gelip Bingöl Üniversitesi başta olmak üzere bölgedeki üniversitelere davet ediyoruz. Gelsinler görsünler bakalım” şeklinde konuştu.

“Bingöl Üniversitesi İle Birlikte Kurulan Üniversitelerimize Yeni Nesil Üniversiteler Diyorum”

Bugün uluslararası organizasyonlar yapan, yine uluslararası geçerliliği olan birtakım sıralamalarda yıllar önce kurulmuş üniversitelerden daha öne çıkmış birçok üniversitemizin olduğunu belirten Dr. Yılmaz, “Bingöl Üniversitemiz onlardan bir tanesi. Ben bunlara yeni nesil üniversite diyorum. Bu üniversitelerin çok önemli bir misyonu var, daha doğrusu üniversitenin 3 temel misyonu olduğuna inanıyorum. Basitleştirerek söyleyecek olursam, bunu hep tekrarlıyorum, burada da söyleyeceğim. Üniversitelerin birinci misyonu, elbette ki, insanlığın biriktirdiği bilgiyi yeni nesillere aktarmak. Buna ‘eğitim misyonu’ diyoruz. Üniversitelerin ikinci misyonu var olan birikmiş bilgiye yeni bilgiler ilave etmek, insanlığın bilgisine yeni bilgiler ilave etmek. Buna ‘araştırma misyonu’ diyebiliriz, akademik çalışma misyonu diyebiliriz. Üniversitelerin üçüncü misyonu ise ‘bilgiyi kullanma misyonu’dur.  Birikmiş bilgiyi aktarabilirsiniz. Yeni bilgiler ilave edebilirsiniz ama bunları insanlığın refahı için, toplum için, çevrenizi dönüştürmek için kullanmıyorsanız bunun bir anlamı yok, mutlaka bilgiyi kullanıp sorun çözmemiz, insanın refahını, daha doğrusu tüm canlıların refahını artırmak için bunu insanlığın ve tüm tabiatın hizmetine sunmamız gerekiyor. Bu üçüncü misyona da ben ‘kalkınma misyonu’ diyorum. Üniversitelerin kalkınma misyonu ise pilot üniversite meselesidir.  Ben Kalkınma Bakanı iken YÖK ile birlikte bu programı geliştirmiştik. Özünde de şu vardı: Üniversitelerimiz kendilerini farklılaştıran, birbirinin kopyası olan üniversiteler olmasın, içinde bulundukları bölgenin kalkınma perspektifi ile üniversitenin gelişim stratejisi arasında bir uyum olsun, örtüşme olsun. Böylece üniversite ile çevresi arasında daha güçlü bağlar olsun. Bu ana fikirden hareket ederek bu programı geliştirdik. 5 pilot üniversite seçildi o tarihte. Bir tanesi de Bingöl Üniversitesi oldu. Sayın Cumhurbaşkanımızın tensipleriyle seçildi bu 5 üniversite. Huzurunuzda Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'a hem genel hizmetleri için hem de bu konudaki destekleri içi şükranlarımızı sunuyoruz” dedi.

“Artık Uluslararası Bal Şurası ve Fuarı düzenleyen bir üniversitemiz var”

Üniversitelerin ‘Bölgesel Kalkınma Odaklı Misyon Farklılaşması ve İhtisaslaşması’ alanında pilot üniversite olan Bingöl Üniversitesinin bugün artık Uluslararası Bal Şurası ve Fuarı düzenleyen bir üniversite olduğuna dikkat çeken Dr. Yılmaz şunları aktardı: “Değerli kardeşlerim, bal üreticisinden arıcılıkla ilgilenen bilim insanına, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarından belediyelerimize kadar bal ürünlerinde katma değeri arttırmak için bir aradayız. Bu vesileyle bu toplantıya Cumhurbaşkanımızın en kalbi selamlarını, sevgilerini iletmek istiyorum. Arıcılık; insan sağlığına, üretime ve ülke ekonomisine katkıları ile kıymetli bir tarımsal faaliyettir. Topraktan bağımsız oluşu ve diğer pek çok sektöre kıyasla daha az iş gücüne ihtiyaç duyması ile kısa sürede emeği gelire dönüştürülmektedir. Türkiye coğrafi yapısı, zengin florası ve iklim özellikleriyle arıcılığa son derece elverişli bir konumdadır. Evliya Çelebi'nin ovalarından bal akan topraklar olarak nitelendirdiği bal ormanlarımız geçmişten bu yana arıcılığa beşiklik etmiştir. Dünyada bilinen ballı bitkiler florasının yüzde75’ine sahip olan ülkemiz aynı zamanda dünya çam balı üretiminde yüzde 90'lara varan oranla en büyük payı almaktadır. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü verilerine göre Türkiye, dünya bal üretiminde Çin'den sonra ikinci sırada yer almaktadır. Ülkemiz bal arısı çeşitliliğine ve zengin arı ırklarına sahiptir. Yaklaşık 9 milyon adet arılı kovanın bulunduğu ülkemizde arıcılık sektörü bal, polen, propolis ve bal mumu gibi arı ürünlerinden 12 milyar lira katma değer sağlamaktadır. Son yirmi yıla baktığımızda toplam 93 bin ton bal ihracatı yapılmış ve 316 milyon dolarlık ihracat geliri elde edilmiştir.”

“Arıcılık, Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde 2003 yılından bu yana desteklenmektedir”

Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde arıcılığın 2003 yılından bu yana desteklenmeye başlandığını dile getiren Dr. Yılmaz, bu vesile ile 1.2 milyar lira destekle arılı kovan, bal üretimi ve arıcılık işletme sayısında büyük artışların kaydedildiğini belirtti. Gelinen noktayı yeterli görmediklerini ifade eden Yılmaz, “Katma değerli ürünlerle bu başarıyı kutlamamız, bölgesel kalkınmaya ve ihracata arı ürünleriyle güç katmamız lazım. Bingöl Üniversitemizde bir AR-GE merkezimiz var. Orada balla ilgili çalışmalar yapılırken kozmetikten temizlik ürünlerine varıncaya kadar balı sadece bir gıda olarak değil, sağlıktan yaşam şartlarını iyileştirmeye varıncaya kadar farklı alanlarda yeni ürünlerle katma değerini yükseltmeye dönük çalışmalar yapılıyor. İnşallah bu çalışmaların sonuçlarını da hep birlikte görürüz. Bu çalışmaların sonucunda da tabi ki üreticilerimizin gelirinin ve refahının arttığını hep birlikte görüp görmeyi arzu ediyoruz. Arıcılıkta sürdürülebilir üretim yöntemleriyle bilinçli girişimcilerin desteklenmesine ve iklim dostu uygulamalara önem veriyoruz. Bu amaçla bal, polen, arı sütü ve propolis gibi arı ürünleri üretimini arttırmak ve kayıt altına almak, arı ıslah projeleri başta olmak üzere arıcılık projelerini hayata geçirmek, bal üretim alanlarını planlı bir şekilde çoğaltmak, kovan başı bal verimini yükseltmek, markalaşma ve arıcıların refah düzeyini arttırmak için gayret gösteriyoruz. Biraz da Bingöl'den bahsedelim. Bingöl ilimiz gerek üniversitemizin çabaları, gerek Tarım ve Orman Bakanlığımız ile DAP ve Tarım Kredi Kooperatiflerinin destekleriyle bal üretiminde marka olma yolunda ilerlemektedir. Bu arada tabi değerli vekilimiz Feyzi Bey’e gibi gönüllü elçileri de tanıtıma büyük katkı sunuyorlar. Onlara da çok çok teşekkür ediyoruz. Güzel gönlünüz, el değmemiş yaylaları ve doğasıyla geveni, kekiği, beyaz yoncası ve üçgül gibi zengin florası ile arıcılar için adeta bir cennet konumundadır” şeklinde konuştu.

“Bingöl Balı’nın ünü dünyaya yayılmış durumda”

Karakteristik tat ve aromaya sahip Bingöl Balı’nın ününün dünyaya yayıldığına dikkat çeken Yılmaz,  “Bingöl Balı, coğrafi işaret alarak pek çok ödüle de layık görülmüştür. Dünyadaki yarışmalarda bir birincilik, ikincilik gibi ödüller alıyor. Bakınız tarım ve havza bazlı kalkınma alanında pilot üniversite misyonunu üstlenen Bingöl Üniversitesi, arı ve arı ürünleri alanında ihtisaslaşmış tek üniversitedir. Bingöl Balı’nın kalitesini ve güvenilirliğini, yerel ekonomiye katkısını ulusal ve uluslararası anlamda tanınırlığını daha da arttırmayı hedefliyoruz. Arıcılık işletmesi, polen, arı sütü ve bal mumu üretimi, sertifikalı ana arı yetiştiriciliği ve arı zehri üretimine yönelik yoğunlaşmak gerektiği ortaya konmaktadır. Bal Şurası'nın ülkemizin bal üretimini artırmak, arı popülasyonlarını korumak, bal ve diğer arı ürünlerinin sürdürülebilir üretimini ve pazarlamasını destekleyecek kapsamlı bir stratejik yol haritası oluşturmak için bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Bal şurasında bal ürünlerinde verimlilikten ihracata, markalaşmadan yerli türlerin korunmasına kadar geniş bir alanda ortaya konacak politika önerilerini yakından takip edeceğiz ve çıktılarını hep birlikte inceleyeceğiz. Uluslararası anlamda tecrübe paylaşımının da çok kıymetli olduğunu vurgulamak istiyorum. Şura ve fuar çıktılarının sürdürülebilir arıcılık faaliyetleri ve bölgesel kalkınma açısından yol gösterici olacağına inanıyorum. Bingöl Uluslararası Bal Şurası ve Fuarının organizasyonunda emeği geçen Bingöl Üniversitemiz başta olmak üzere tüm kamu kurum ve kuruluşlarımızla, sponsorlara, paydaşlara teşekkür ediyorum. Bu arada Sütaş da teşekkür ediyoruz” dedi.

“Sanat ve kültür, kalkınmanın ayrılmaz parçasıdır”

 5’inci Bingöl Uluslararası Kısa Film Festivali yarışmacılarına tebrik eden Yılmaz, “Kalkınma dediğimiz kavram, ekonomik gelişmeden daha geniş bir kavramdır. Kalkınmanın içinde ekonomi elbette önemli bir yere sahip. Ekonomi gereklidir elbette ama yeterli değildir. Ekonominin yanı sıra sosyal gelişim, çevre, yönetişim gibi konular olmadan tam anlamıyla bir toplumun kalkınması mümkün değildir. Yine sanat ve kültür kalkınmanın ayrılmaz parçalarıdır. Bu konularda da sadece metropollerde sadece belli kesimler arasında sanat ve kültür faaliyetlerinin olması hiçbir şekilde kabul edilemez. Sanatta da kültürde de tüm coğrafyaya, bütün kesimlere, özellikle de dezavantajlı kesimlere ve coğrafyalara sanatın taşınması hem sanatın gelişimi açısından son derece anlamlı olacaktır hem de bu yörelerin kalkınması anlamında daha geniş anlamda daha müreffeh bir toplum olması anlamında son derece kıymetlidir. Bu anlamda Bingöl'e, Şırnak'a, Hakkari'ye değişik illere giden sanatçıları yürekten tebrik ediyorum. Keşke hepsi böyle yapsa. Sadece belli illerde belli çevrelerle sınırlı kalmasınlar, inanın kendilerini de zenginleştirmiş olurlar. Ülkemize de yeni değerler katarlar. Bunu yapan sanatçılara da buradan selam olsun diyorum. Bu güzel organizasyonlara emeği geçen herkesi tekrar tebrik ediyorum. Hepinize en derin saygılarımı, sevgilerimi sunuyorum” şeklinde konuşmasını noktaladı.

Cumhurbaşkanı Yardımız Dr. Cevdet Yılmaz, konuşmasının akabinde 6. Geleneksel Bingöl Bal yarışmasında dereceye giren arıcılara ve 5’inci Bingöl Uluslararası Kısa Film Festivali’nde dereceye giren filmlere ödüllerini verdi.

Uluslararası Bal Şurası ve Fuarı’nın açılış konuşmalarının ardından Yılmaz ve beraberindekiler bal fuarının açılış kurdelesine keserek, fuar alanında bulunan stantları ziyaret ettiler.

Uluslararası Bal Şurası ve Fuarı’nın açılış törenine Cumhurbaşkanı Yardımcımız Dr. Cevdet Yılmaz, Ak Parti Bingöl Milletvekilleri Fevzi Berdibek, Zeki Korkutata ve Bingöl Ak Parti Eski Milletvekilleri Yusuf Çoşkun,  Prof. Dr. Eşref Taş, Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr. Ahmet Gümen, Bingöl Valisi Ahmet Hamdi Usta, Bingöl Belediye Başkanı Erdal Arıkan, YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. İbrahim Çapak, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, 26 üniversite rektörü, SÜTAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Yılmaz, bölge müdürleri, STK temsilcileri, akademisyenler, öğrenciler ile çok sayıda vatandaş katıldı.

Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. İbrahim Çapak, Uluslararası Bal Şurası ve Fuarı açılış törenine katılan başta Cumhurbaşkanı Yardımcımız Sayın Dr. Cevdet Yılmaz olmak üzere Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Sayın Prof. Dr. Ahmet Gümen’e YÖK Başkanı Sayın Prof. Dr. Erol Özvar’a ve tüm katılıcılara teşekkür ettiğini bildirdi.